“Eğer bu dünyada gerçek barışı öğreteceksek ve eğer savaşa karşı gerçek bir savaş yürüteceksek, çocuklardan başlamalıyız.”
Gandhi
Savaş ve çocuk, insanlık tarihi boyunca ve dünya genelinde, yani her zaman ve her yerde, zıt iki kutup olmuştur. Savaşın temsil ettiği zihniyet bambaşka, çocuğun temsil ettiği zihniyet bambaşkadır. Savaş, yetişkinlerin ürettiği kültürel, siyasal, ekonomik çıkarlar, düşünceler nezdinde ne kadar meşrulaştırılabilirse, çocuk da doğalında insana, yaşama, geleceğe dair ne varsa odur. “Olağan veya ideal yaşam nedir” sorusunun cevabına üretilen tüm ideolojiler ve fikirlere savaş ile yanıt bulunabildiği kadar çocuk ile de bulunabilir. Tüm şiddeti ile savaş, sakin ve olgun bir akıl ile çocuğa yönelebilir. Bir çocuk gibi, bir çocuk kadar bakılabilirse hayata; zaten her şey tamdır. Para, altın, toprak, iktidar, dil, din, siyaset, nefret, şiddet veya bazen sadece bir inat; çocukta sıfırlanabilir. Çocuk en doğalı ve en saflaştırılmış halidir yaşamın çünkü…
Bir bebek iken, doğduğu coğrafyanın kaderini alır. O bebek hali, yaşamın arıtılmış hali iken, coğrafyası ve kaderi ile birlikte, yetişkinleşir.
O yüzden savaşın ve çocuğun çatışması, savaşta çatışan iki gücün çatışmasından çok daha büyüktür. Çocuk, savaşı anlamsızlaştırır. Savaş da çocuğu! İkisine bütünlüklü bir bakış atabilmek savaş döneminde mümkün olamayabilir. Çocuk olarak da savaşı anlamlandırmak imkansızdır. Bütün bir edebiyat ve sanat hayatının, çocuk üzerinden savaşı yargılaması boşuna değildir. Bağımsız bir taraf olarak durur çocuk. Onun gözünden, hayat olduğu gibi savaş da; çok doğal kurallarla yargılanabilir.
Saraybosna, çocuk mezarlıklarıyla, bu çatışmayı o kadar güçlü anlatıyor ki! Ve War Childhood Museum, o kadar büyük bir simgesi ki!
Müzedeki, teşhir edilen nesnelerden çalışanlarına, kütüphanesindeki çocukların yaptığı resimlerden girişteki esprili askılığına kadar yukarıda anlatılan çocuk savaş ikilemini çok iyi anlatıyor. Dünya üzerinde, savaşı, çocukların gözünden anlatan tek kurum. Bunu, küçücük bir bölgede, kısa bir zamana sıkıştırılmış, dünya tarihi katliamlarından birinin özeti gibi yaşayan bir coğrafyanın, böyle güçlü bir çalışmayı çıkarmaması şaşırtıcı olurdu. Ancak bütünüyle, savaşa, hafızaya, iyileşmeye, barış mücadelesine dair yeni bir soluk, pencere, yol açtığı kuşkusuz.
Şu anda, dünyanın farklı yerlerinde devam eden çatışmaları yaşayan çocuklara da ulaşmaya çalışıyor müze. Suriye, Ukrayna gibi ülkelere… O çocuklarla Bosnalı çocukların hayallerini buluşturuyor. Aynı zamanda Bosna’daki çocukların hayallerine ulaşabilmeleri için de kimi çalışmalar yapıyor. Yılbaşında hediyeler ulaştırmak gibi.
Müze bu yılki, Avrupa Konseyi Müze Ödülünü de aldı. Bunu da atlamamak gerekli.